NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
حَجَّاجُ
بْنُ أَبِي
يَعْقُوبَ
حَدَّثَنَا
يَعْقُوبُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ سَعْدٍ
حَدَّثَنَا
أَبِي عَنْ
صَالِحٍ عَنْ
ابْنِ
شِهَابٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ
أَنَّ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ عَنْهَا
أَخْبَرَتْهُ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ فِيهِ
فَأَبَى
أَبُو بَكْرٍ
رَضِيَ اللَّهُ
عَنْهُ
عَلَيْهَا
ذَلِكَ
وَقَالَ لَسْتُ
تَارِكًا
شَيْئًا
كَانَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَعْمَلُ
بِهِ إِلَّا
عَمِلْتُ
بِهِ إِنِّي
أَخْشَى إِنْ
تَرَكْتُ
شَيْئًا مِنْ
أَمْرِهِ
أَنْ أَزِيغَ
فَأَمَّا
صَدَقَتُهُ
بِالْمَدِينَةِ
فَدَفَعَهَا
عُمَرُ إِلَى
عَلِيٍّ
وَعَبَّاسٍ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُمَا
فَغَلَبَهُ عَلِيٌّ
عَلَيْهَا
وَأَمَّا
خَيْبَرُ
وَفَدَكُ
فَأَمْسَكَهُمَا
عُمَرُ
وَقَالَ
هُمَا
صَدَقَةُ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَتَا
لِحُقُوقِهِ
الَّتِي
تَعْرُوهُ
وَنَوَائِبِهِ
وَأَمْرُهُمَا
إِلَى مَنْ
وَلِيَ
الْأَمْرَ
قَالَ
فَهُمَا عَلَى
ذَلِكَ إِلَى
الْيَوْمِ
İbn Şihab'dan elemiştir
ki: Urve şu (bir önceki2969.) hadisi Hz. Aişe'nin kendisine haber verdiğini
söylemiş. (Urve) bu rivayetinde (şöyle) demiştir:
"Ebû Bekir,
Fatıma'nın bu teklifini kabul etmedi ve;
"Ben Rasûlullah
(S.A.V.)'in yapmış olduğu bir uygulamayı terkedecek değilim. Onu mutlaka yerine
getireceğim, onun bu (mevzuda) yapmış olduğu bir işi terk ettiğim takdirde
doğru yoldan sapacağımdan korkarım." dedi. (Hz. Nebi'nin) Medine'deki
sadakasına gelince onu Hz. Ömer, Hz . Ali ile Abbâs'a verdi. Sonra Hz. Ali Onu
Abbas'ın elinden aldı. Hayber (toprakları) ile Fedek (arazisin)e gelince; Hz.
Ömer "Bunlar Rasûlullah (S.A.V.)'in karşılayacağı önemli ihtiyaçlarına
sarf edilecek sadaka(Iar)dır." diyerek onu elinde tuttu.
"Bunların İdaresi
(benim yerime geçip te) idareyi ele alacak kimseye aittir." dedi. Onlar
bugüne kadar bu şekilde (idare edilegeldi).
İzah:
2963 numaralı hadis-i
şerifin şerhinde açıkladığımız gibi Hz.Ömer, Hz. Nebiin vefat ederken arkada
bıraktığı gayri menkul malların idaresini gelirlerini Hz. Nebiin sarf ettiği
yerlere sarf etmeleri şartıyla Hz. Ali'yle Hz. Abbas'a vermişti. Daha sonra
mülkiyeti beytül-male verilen bu araziler mülkiyeti beytü'1-male menfaati amme
hizmetlerine, fakirlere sarf edilen bir vakıf haline geldi. Böylece mülk arazi
karakterinden çıkıp devlet arazisi (araziyi emiriyye) haline geldi. Fedek
arazisi mütevelliler tayini ile (amme lehine) idare edilirken Hz. Muaviye
halife olduğunda, Mervan b. Hakem'e ikta' etmiş, Mervân da iki oğlu Abdülmelik
ile Abdülaziz'e bağışlamıştır. Sonra Ömer b. Abdülaziz (r.a) ile Abdülmelik b.
Mervan'ın iki oğlu Velid ve Süleyman'ın olmuştur. Velid halifeliğinde hissesini
Ömer b. Abdilaziz'e, Süleyman da halifeliğinde hissesini yine Ömer b.
Abdilaziz'e bağışlamışlardır. Nihayet O da halife olduğunda Fedek'i, Hz. Nebi
ve dört halifesi zamanındaki sitatüye irca ettiğini halka duyurmuştur. Hz.
Fatıma'nın evladını da mütevelli tayin etmiştir. Sonra onların ellerinden
alınmıştır. H. 210 yılında Halife me'mun o yeri tekrar Fatıma evladının idaresine
vermiştir.[Şafak Ali, İslâm Arazi Hukuku 84-85.]